Hicran Cigdem Yorgancioglu SOCIAL RESPONSIBILITY PROJECTS How shall we fashion the future
Vision of H. Cigdem Yorgancioglu Having been aware the ties across the boundaries of international borders, the “butterfly impact” seems inevitable.Though the caterpillar of today shall become a marvellous butterfly in tomorrow based on the law of nature,the alchemy of the universe is simple ,changing in reverse direction since we are devestating the nature everyday via human-made exhaustive efforts.
Thursday 7 July 2022
Friday 1 June 2018
Hicran Cigdem Yorgancioglu JaiHindi Doha Qatar
OF !
Çiğdem Yorgancıoğlu
Sözdür an gelir Abıhayat, diyerek öptüğünüz dudaktan dökülür. Dudak bükerek , dudak ısırtan o tek hecede cân tenden sökülür. siyaha yırtılınca kalbi gecelerin, kanayan dudağınızı uçuklar deniz kabarır gökkubbe ile bağlarınız çözülür Çiğdem- Çayda Dudak Payı Esintileri Mayıs 2018
Sağanağa tutulmuş asude bir suskunluk, sessiz
Ve gürültüden iki büklüm olmuş mumya , hareketsiz
Dilin gücüyle canlanır, sözün gücüyle ölürüz biz.
De ki İnsanlık hallermizdir bu ! Canlarız biz
“Öyledir” dedi dalgalarını sahile vuran Deniz.
Dünyevi açlıktan ziyadesiyle uzak kalarak masumiyeti koruduğu konusunda pek çok emare taşıyan o varlığın, açık yürekli halini ve gözündeki ışığı sevmişti Elektra . Heves ateşi geçince O’nun ışığın ferinin sönmesi kaygısıydı şimdi zamana yayılan. O’nun gözlerindeki pırıltıyı tebessüm esnasında yanağında oluşan çift sıra çizgileri düşündü. Özgür bir aidiyet duygusu iyice pekişti hafızasında.
Birbirlerine bazen nükte olsun diye evvel zaman içinde izledikleri fi tarihli trajikomik bir Yeşilçam filme atfen Müjgansu ve Şenmercan diye hitap eden Elektra Kahkülzade hanımla Vasilus Perçemzade efendi iki iyi dostlardı. Geçmişten gelenekten ve geleneksel olandan yana fikri yönelimlerinin ne kadar uyuştuğunu bilmeseler de kendilerini aşırı ciddiye alma ve kibirlenme gibi kusurlardan olabildiğince arınmış yanlarıyla bir takım ortak yönleri ve hareketsiz kaldıklarında ikisinin de uyuşan, mızmızlanan bacakları vardı. İkisinin de birilerinin üzerine yıkılmadan özgürce yaşayabilmeyi mümkün kılma azmi bir başka müşterek yanları olablirdi. Hatta durağan devinimle iç içe geçmiş hayat ikliminde hayal tasarımcılığı aday adaylarıydı. Kimi zaman bilinç, farkındalık ve zihinde iz sürme seviyeside herhangi bir şey ya da deneyimi şüphenin gölgesi olmaksızın bilmek isteyen yönleriyle Carlos Casteneda’nın Toltek Aztekleri kahramanlarıydılar. Ama Onların ne bir öğretiye, ne çömeze ne de efendiye ihtiyaçları yoktu, Hayat boyu kendilerini öğrenme, tabiatı keşfetme ve deneyimleme yolunun yolcusuydular.. Biri tuzlanmış patlamış mısırı diğeri de kabak çekirdeğini severdi. Evren ve varlık anlayışlarındaki kimi benzer kavrayışlarının, dil konusunda da öyle olup olmadığından ise emin değildiler.Vuk’u bulan kimi nahoş hadiseler neticesinde birbirlerinin önüne fütürsüzce bir Hasar Tespit Raporu koymaktan ziyade kendi duygusal iç yolculuklarıın dışa aktarımlarını paylaşırlardı sadece. Onlar yargıç ya da muhasebeci değillerdi.
Dolunaya bir kaç gün kala korunaklı limanlarına çekilmişlerdi. Perçemzade efendi zihninin çalışma odasına ve konfor alanının sınır hattına doğru ilerledi. Duygularını tartmasına yetecek kadar zamanı kendisine tanıdıktan sonra O’nu duyarsızlaştıracak herşeyden uzak tutmayı insan onuruna yakışır bulan ve bu yönünü hakim kılan seksenine merdiven dayamış Kahkülzade hanım da, çiçeklerini itinayla sularken bir yandan bildikleri bir şarkıyı mırıldanıyor diğer yandan da iç sesini dinliyordu. Dostluğa gösterilen itina, vefa ve ince duyarlılığın başı boş bırakılıp da söz hoyratça savruluca zor kabuk bağlayan ve bazen hiç iyileşmeyecek yaraların olabileceğini bilmekle beraber pek çok şeyin de telafi edilebilme potansyelini kendi iç dinamiğinde barındırdığının da farkındalığıyla ümidini de kesmemişti güneşin yeniden doğacağından. Bu sayede içten zarafetin Dünya denen ormanda bir gün yeşereceğine inanıyordu. Yaşadığı bir olumsuzlukta kişileri suçlamaktan, yargılamaktan olabildiğince kaçınır, meseleleri olaylara özel anlamaya çalışır, değerlendirir, kırgınlık, incinmişlik ve kızgınlık hislerini de kişilere değil hadiselere ve nedenlerine yöneltir, olanı biteni klişe betimlemelerden sakınarak tahlilini tek bir sebebe bağlamazdı. Carmina Burana (Circa mea pectora) ‘dan alıntılanan ve düşle gerçeğin sınırındaki bir başka “Matrix” ve “Alice Harikalar Diyarında” temasına dokunan Puslu Kıtalar Atlası kitabında geçen Carl Orf bestesindeki opera şiirlerinin sözleri ve düşlerini geçirdi zihninden. “Tui lucent oculi, sicut solis radii sicut splendor fulguris, lucem donat tenebris.-Your eyes shine like rays of sun, like lightning’s flash gives light to shadows. Gözlerin güneşin ışın okları gibi parlak, Aydınlatıyor karanlıkları bir şimşek gibi çakmak çakmak”. Bu Sözleri tekrarladı saksının kenarına dökülmüş benjamin yapraklarını temizleyip kurumak üzere diğer saksıya toplarken.
Guns Germs and Steel’(Tüfek Mikrop Çelik ) belgeselindeki doğa algısı, coğrafi şans ve eşitsizliğin kökenlerini, Papua Yeni Gine'nin yağmur ormanlarını, sade ok ve bir yayla avın nasıl neticeleneceğii kestirmenin zorluğunu, tarıma geçişin insanlık tarihide nasıl bir kırılma noktası olduğunu ve insan eşitsizliğinin hikayesinde ziraatin etkisini ve bu filmin daha ilk bölümlerini izler izlemez ‘Toprağın Tuzu’ belgeselini düşünmesini hatırladı. Dünyanın en iyi kılıç ustalarının İspanya Toledo’da olmasına ve bu insanlar demiri karbonla karıştırıp , ölümcül zarif sert keskin ve çelik silahlar üretebilirken nasıl olup ta İnkalar’ın hala printif bronz aletler yapıtıklarını düşünürken Toledo’dan satın aldığı ve arada bir onunla şaman figürleriyle modern dans etmeyi sevdiği kılıcına dokundu. Rutin farkındalığına sızan bu imge ve anımsamaların ardından Müjgansu hanım sürahide kalan suyu camın önündeki orkideye verirken “Tabiatta mevcut ne kadar farklı aşk biçimi varsa hepsine atfen “Aşkın özen yükümlülüğü” diye uzunca bir isim verdi o nazlı beyaza. Geçenlerde Perçemzade Efendi’in bu orkideleri rengarenk boyuyorlarmış dediğini anımsadı. Hemen yanındaki saksıda biten ayrık otlarıı temizlerken “Çok huzursuz bir bacakmış o , yorganını tekmeleyip üstünü açtın” diye muzipçe söylendi kendi kendine. .Hemen ötedeki diğer orkideden sürgün verip diğerine sarılması, bir anda sarmaş dolaş olup tango yaptıkları gecedeki hallerini anımsatıyordu. Akşam vakti içeriide oksijen azalmıştı. pencereyi araladı. Suyun soğukluğuna alışılmasına alışamıyordu ama nedense hüzünle birlikte içinde Kızarmış Yeşil Domatesler filmindeki gibi tatlı bir esinti vardı.
Hayatınızda yer açtığıız kişinin sizden esirgediği ilgi ve duyarlılığın farkına varmanız pek de uzun sürmez. Defansif hale gelmiş bir ses tonuyla gösterlen tepkinin kaynağıı anlama ve anlamlandırma çabası hem mesafeyi kestirme yetisini kazandırır hem de sorumluluğu karşıya yükleyip kolaycılığa kaçmadan biraz daha insan olma çabalarmızı pekiştirir. Şahit olduğu dış ses vak’asına binaen ,rasyonel aklı devreden çıkaran nasıl bir tehdit olarak algılanmış ve bunu kaygıya dönüştürmüştü acaba dil diye düşündü. Geçmişte gelen hangi yaşantının içinden akan bir bozgun çağrışımıydı? Ayın çekim gücüe kapılıp med cezirde dalgalar büyürken, geminin halatını çözüp kaderine bırakmaktan ziyade koşulsuz sevginin çağlayanında yıkanmak gibiydi düşüncesine düşen düşler.
Sanki geçici olarak tıkanmıştı yılgın kılcal damarlar. Gördüklerimiz, görmek istediklerimiz, görünenler ve görünmesini istediklerimiz arasındaki çoklu makasları açıp kapayan hakikat algısı görünen o ki , yanılsamalar sarmalına ve geçmişin yaralarına uğrayıp oradan da Alice’in tavşanını takip eder blumuşlardı kendilerini.. Hasret ise düzen içinden bir kaos yaratırken, yeni düzenini de beraberinde inşa etmeye çalışıyordu. Zaman yavaşlamıştı . Tavukçuda yan masada kalan yiyecekleri didikleyen minik serçeler sanki donmuş kalmışlardı. Bu paralize olmuş halleriyle Xmen filmlerindeki Pentagon sekansındaki Quicksilver sahnelerini andırıyorlardı ve sanki tekrar çözüldüklerinde i masa yerle yeksan olacaktı.
Uzak diyardan, binlerce mil mesafeden aralarına okyanusları alıp, yaptıkları konuşma esnasındaki yakınlıklarını ve bunların hipnotik dil kalıplarından uzak onları ne kadar yakınlaştırdığını düşündü şimdi İstanbul’un iki yakası bir araya gelememişti.
İnce sis tabakası kaplamıştı bir gün şehri bir başka gün de soğuktu hava. İlk buluşmaları zaten malum bardaktan boşaltmışlardı göğü. işte o zamanlarda iç mekanlara kapanmışlardı. Belki de öyle olurdu hava açarsa da geminin güvertesinde birlikte çay yudumlamaya eşlik etmenin hayalini sevmişti martılar. Sanırım yanındakinin hissi pusulasına güvenmek hayli güvenli bir limandı. Rotayı yağmurun mu yoksa onların mı çizeceği muğlaktı
Sudaki karabatakları ve martıları izleyip hava patlamazsa adaya giderlerdi belki . Olmazsa kendi çocuklukluklarını da alıp daha önce diplerinde oturdukları o iki farklı ağacın yanına gidip yeni hallerinin anlam ve derinliğini izlerlerdi birbirlerinin yüzünde, belki, konuştukları deneyim paylaşımlarında, bir filmde ya da bir şarkıda ya da oyun oynarken, ya da ağaçlara bağlanmış ipler üzerinde yürüyenleri izlerken ya da yanlarına yaklaşan bir yavru kopekle oynarken. Hem yağmur yağar, gök gürlerse ağaç altından uzaklaşıp, yıldırımlardan kaçmak için de sebepleri olurdu. Islak kaldırımda hayali bir dans düşündü. Hem bir süprz de vardı aklında iki gün önce iskeledeki tiyatronun tam karşısında keşfedip tetkik etmek için bütün katlarını gezdiği, Bursa İskendercisinde iki etobur olup ilk kez birlikte aynı yemeği yemeği deneyimlemek gibi.
Biricikliğini koruyup, sürünün bir parçası olmayan ama iç dünyasında da tatmine ulaşmamış her insanın kendisinden sıkılma potansiyeli dışa yansır ve bu sesler çevreden de duyulur hale gelir. Sabırsız ve kırılgan konuşmalar sonrası bir şeylerin noksanlığından duyulan tatminsizlik hissinin yankısı gibiydi boşluktaki rezonans. O bir dış sesti. Duygusal arka planı biraz daha geri çekmiş olan sesin sahibi muhatbından geldiğini sandığı“ direnç” algısı üzerine inşa ettiği varsayımından başka seslere tıkamıştı kulaklarını. Elektra hanımla Vasilus beye yansıttığı ses ve onun yarattığı duruma dair ise toy bir sabırsızlık ya da geçmişten biriken bir kırılganlık veyahut alınganlık denerek kestirmeden teşhis konmasını da istemiyordu.. Çünkü tek bir açıklaması yoktu ve iç dengesinin sarsılmasına da elverişli halde hissetmiyordu kendisini. İsmine ister Tanrı ister Yaradan isterse de İdari İşler Müdürü desinler bundan manevi bir yazgının sorumlu olduğuna işaret eder gibi biraz da uzak ve mesafeli duruyordu vaziyete.
Kahkülzade hanım olmaz ama olur da tadları kaçarsa damağı tatlansın diye bir kenara ayırdığı uzak yoldan gelmiş klonlanmış baklavanın lokmadan ufak kırıntıdan biraz büyük bir parçasından attı ağzına . Frekans ve medeni kontrollü davranışı düstur edinen ciddi uslubun mesafeli dost kucağı kırılımlarından sonra tattığı üçüncü kırıntıydı bu. Perçemzade efendi de kırıntılar sağa sola dökülmesin diye titizlik ve ihtimam gösteriyordu.
Kendi hayallerini kovaladıkları dünyalarındaki özgünlüklerini kaybetmeden onları birleştirecek köprüyü inşa etme devinimlerinin önünü kesen bir fikirdi bu köprüleri yakma harekatı. Bunu tanımadıkları o dış ses başlatmıştı. Nasıl bir duygusal önseziyle ve hangi birikimle tepki vermişti o dışarıdan akan ses. Telefonda arkada şehrin gri metalik sesleri,metropolün kentsel dönüşüm araçlarıın uzak yankısı, trafik gürültüsü, kendi aralarında konuşan insan klakson, rüzgar sesine karışmış uğultular geliyordu.
İki kulaç atıp yüzmeden çıkan sesin çığlıklarıyla, denizin suları da yükselmişti. Beklenmedik bir etki ile karşılaşma anında , zihnin içinden geçen sonsuz düşüncelerden birini yakalayarak onun doğru olduğuna kanaat getirmek ve karşısındaki yargılayarak bir tepki vermek en hızlı reflekslerinden biridir insanın. İşte bu durumda şayet o varsayımlı tespitnide yanılmış ve hakikatı ıskalamışsa ya bir uçurum açılır muhatabı ile arasında ya da daha önce zaten açılmışsa yarık daha da derinleşir ve belirginleşir.
Saat altı sularıydı. Lacivert akşam yaklaşırken henüz el ayak çekilmeden Kahkülzade hanım ve Perçemzade efendi birlikte şehri keşfederek sohbet ettikleri akşam yürüyüşleri esnasında işittikleri ,maddenin kristal yapısına etki eden ve yeni yaşayacaklarına yer açmaya müsade etmeyen dış sesin ünlediği bu sözü ve anlamını halının altına süpüremezlerdi .Duymamış gibi yapıp deve kuşu misali kafalarını kuma da gömemezlerdi. Büyük puntolarla derin mutsuzluk ve bıkkınlık ifade eden bir söz yazdı gün batımı. OOF .... Akşam serinliğinde duydukları ve kendi iç dünyalarında tam bir karşılığı olmadığından burukluk hissine kapıldıkları o soğuk usanç ve yılgınlık yüklü sözcüğü tekrar ettiler OF . Bıktım OF!, Yoruldum OF! , Yeter ama OF , Gidip Sus demek istediler ünlemin sahiplerine. Bu katlanma ibaresi çağrışımlı ünlemi uzaklaştır bizden. Kov hadi balık istifi olmuş bıkkınlık imgelerini zihnimizden.
Elektra hanımla Vasilus efendi sesi işitir işitmez, İstanbul’un yüksek irtifa keşfi esnasında birlikte bindikleri Maçka-Taşkışla teleferiğinde şehrin tepelerine kadar yükselmişken taşıyıcı ve çekici çelik kablolardan kurtulmuş olduğunu sandılar önce yaşadıkları türbülansta. Ama öyle değildi işin aslı. İşittikleri dış ses sayesinde kabinden fırlatılarak yamaçtan atılmış, kurşun gibi ağırlaşarak Beşiktaş’a kadar yuvarlanarak savrulmuştu bedenleri ve şehrin silüetinde maziden kalma siyah-beyaz resme dönüştüler.
O masum evdeki minik fıskiyeli havuzun yanıbaşındaki kedi merdiveninin alt katında duran iki dambıl bu sesle birlikte kafalarına muhtemelen arka beyinlerie düştükten sonrada ikisi de bitkisel hayata girmiş gibilerdi. Videoda izledikleri bir yüzünü tavşanlı adaya dönmüş diğer yanına kapıdağı almış çiçeği dalından ve toprağında koparmaya kıyamayan yanına tutkunlardı yaşamın. İşittikleri ses ünlemiyle çiçek, topraktan hoyratça sökülmüştü. Ametist neredeyse çatlayacakken istridyedeki inciler saçıldı denize. Zamanın gerdanı boştu.
Geçenlerde Nevizade’de kısa süre önce P’’de yedikleri akşam yemeği sonrası bir şeyler içmek için kuruldukları masaya yaklaşan bol sipariş almaya hevesli garsonun sadece içecekle yetinerek uğradığı hayal kırıklığından daha büyük bir hayal kırıklığıydı bu duyumsama. Duydukları o dış ses o ünlem idi sebebi. Büyük bir yarıktı. Young deneylerini izledikleri sırada TV sesi gürültüsünün kapı zilini bastıracak kadar güçlü olması ıslık gibiydi duydukları sesin yanında. Hayatlarının kozmik bütünlüğüne müdahale eden ve coşkularını törpüleyen rahatsız yanıyla salınıyorlardı bu gürültünün içinde. Sükûnetlerini bozan ve varoluş katmanlarında dalga dalga yayılan o ses aynı zamanda bir es olmuş, onları dingin olmayan bir sükûnete çekmişti.
Belli ki süzgeçten geçirilecek kelimeleri aramıyordu söyleyenler. Dış sesin sahibi, aralarında henüz yeni yeni oluşma ihtimali beliren muhabbet tılsımını bozmaya azmetmişti. Keşke duymamak için kulaklarımızı kapasaydık dedi biri diğerine. Sence bir istenç belirtisi miyidi diye sordu diğeri. “İrade ne yöndedir bunu anlamak için niyet okuyuculuğundan ziyade sözün sahibine sormak en iyisi” dedi bir kulak misafiri. Bizim kitabımızda “ KEŞKE” yoktur diye susturdular Elektra hanımla Vasilus effendi bu davetsiz misadiri bir ağızdan ve dediler ki “ Bunu yaşadık şimdi ve bunu anlayıp , bununla başa çıkacağız. Sabır, irade ,emek, tutku da kılavuzumuz olacak diğer gereklilikleri yanında. Belki de bu bir “kaçış planıydı” dedi vesvese fısıldayan bir ses. Olanı biteni kabataslak bir tasvirle bir ümitsizliğin içine hapseden bir hükme kanaat getiremezsin dedi iç ses.
Mor elbisesini kuşanmış erguvanların vakti, Mayıs’ın neredeyse sonuydu. Dolunay zamanı yaklaşıyordu. Akşam 6 sularıydı. Aralarında bir kaç ay içinde kendiliğinden oluşan sıcaklık,özen , samimiyet, dostluk ve açıklık birden soluklaşıp, birliktelikleriinn dokusuna ani bir bezginlik ,yılgınlık,usanç ve bıkkınlık ünlemi nufuz ettirmeye çalışınca sudan çıkmış balık gibiydler. Esmer bir akşamdı simsiyah. tuhaf bir dışlanmışlık hissi geceyi örtmüştü. Ortak hafızalarının kısa geçmişine baktığında bu dış sese dair kendi içlerinde bir cevap bulamayınca aslında bir soru da olmadığını farkettiler. Ay yuvarlaktı. Sabah alarmını kapatmışlardı saatin,, diğer saatlerin pillerini de denize attılar . Zaman sonsuzdu. Dans pisti haline getirdikleri halının üzerinde gezen kedilere bile “PİST” demeden yaşamanın huzuru ve güvenirliği hakimdi geceye. Gitmedikleri bir ülkeye yol almayan bir uçağın, pistin başında hızlanmaya başladığını hissediyorlardı bu içlerindeki yolculukta.
.
OF !
OF ! Çiğdem
Yorgancıoğlu
OF !Çiğdem Yorgancıoğlu
Sözdür an gelir Abıhayat, diyerek öptüğünüz dudaktan dökülür. Dudak bükerek , dudak ısırtan o tek hecede cân tenden sökülür. siyaha yırtılınca kalbi gecelerin, kanayan dudağınızı uçuklar deniz kabarır gökkubbe ile bağlarınız çözülür Çiğdem- Çayda Dudak Payı Esintileri Mayıs 2018
Sağanağa tutulmuş asude bir suskunluk, sessizVe gürültüden iki büklüm olmuş mumya , hareketsiz
Dilin gücüyle canlanır, sözün gücüyle ölürüz biz.De ki İnsanlık hallermizdir bu ! Canlarız biz“Öyledir” dedi dalgalarını sahile vuran Deniz.
Dünyevi açlıktan ziyadesiyle uzak kalarak masumiyeti koruduğu konusunda pek çok emare taşıyan o varlığın, açık yürekli halini ve gözündeki ışığı sevmişti Elektra . Heves ateşi geçince O’nun ışığın ferinin sönmesi kaygısıydı şimdi zamana yayılan. O’nun gözlerindeki pırıltıyı tebessüm esnasında yanağında oluşan çift sıra çizgileri düşündü. Özgür bir aidiyet duygusu iyice pekişti hafızasında.
Birbirlerine bazen nükte olsun diye evvel zaman içinde izledikleri fi tarihli trajikomik bir Yeşilçam filme atfen Müjgansu ve Şenmercan diye hitap eden Elektra Kahkülzade hanımla Vasilus Perçemzade efendi iki iyi dostlardı. Geçmişten gelenekten ve geleneksel olandan yana fikri yönelimlerinin ne kadar uyuştuğunu bilmeseler de kendilerini aşırı ciddiye alma ve kibirlenme gibi kusurlardan olabildiğince arınmış yanlarıyla bir takım ortak yönleri ve hareketsiz kaldıklarında ikisinin de uyuşan, mızmızlanan bacakları vardı. İkisinin de birilerinin üzerine yıkılmadan özgürce yaşayabilmeyi mümkün kılma azmi bir başka müşterek yanları olablirdi. Hatta durağan devinimle iç içe geçmiş hayat ikliminde hayal tasarımcılığı aday adaylarıydı. Kimi zaman bilinç, farkındalık ve zihinde iz sürme seviyeside herhangi bir şey ya da deneyimi şüphenin gölgesi olmaksızın bilmek isteyen yönleriyle Carlos Casteneda’nın Toltek Aztekleri kahramanlarıydılar. Ama Onların ne bir öğretiye, ne çömeze ne de efendiye ihtiyaçları yoktu, Hayat boyu kendilerini öğrenme, tabiatı keşfetme ve deneyimleme yolunun yolcusuydular.. Biri tuzlanmış patlamış mısırı diğeri de kabak çekirdeğini severdi. Evren ve varlık anlayışlarındaki kimi benzer kavrayışlarının, dil konusunda da öyle olup olmadığından ise emin değildiler.Vuk’u bulan kimi nahoş hadiseler neticesinde birbirlerinin önüne fütürsüzce bir Hasar Tespit Raporu koymaktan ziyade kendi duygusal iç yolculuklarıın dışa aktarımlarını paylaşırlardı sadece. Onlar yargıç ya da muhasebeci değillerdi.
Dolunaya bir kaç gün kala korunaklı limanlarına çekilmişlerdi. Perçemzade efendi zihninin çalışma odasına ve konfor alanının sınır hattına doğru ilerledi. Duygularını tartmasına yetecek kadar zamanı kendisine tanıdıktan sonra O’nu duyarsızlaştıracak herşeyden uzak tutmayı insan onuruna yakışır bulan ve bu yönünü hakim kılan seksenine merdiven dayamış Kahkülzade hanım da, çiçeklerini itinayla sularken bir yandan bildikleri bir şarkıyı mırıldanıyor diğer yandan da iç sesini dinliyordu. Dostluğa gösterilen itina, vefa ve ince duyarlılığın başı boş bırakılıp da söz hoyratça savruluca zor kabuk bağlayan ve bazen hiç iyileşmeyecek yaraların olabileceğini bilmekle beraber pek çok şeyin de telafi edilebilme potansyelini kendi iç dinamiğinde barındırdığının da farkındalığıyla ümidini de kesmemişti güneşin yeniden doğacağından. Bu sayede içten zarafetin Dünya denen ormanda bir gün yeşereceğine inanıyordu. Yaşadığı bir olumsuzlukta kişileri suçlamaktan, yargılamaktan olabildiğince kaçınır, meseleleri olaylara özel anlamaya çalışır, değerlendirir, kırgınlık, incinmişlik ve kızgınlık hislerini de kişilere değil hadiselere ve nedenlerine yöneltir, olanı biteni klişe betimlemelerden sakınarak tahlilini tek bir sebebe bağlamazdı. Carmina Burana (Circa mea pectora) ‘dan alıntılanan ve düşle gerçeğin sınırındaki bir başka “Matrix” ve “Alice Harikalar Diyarında” temasına dokunan Puslu Kıtalar Atlası kitabında geçen Carl Orf bestesindeki opera şiirlerinin sözleri ve düşlerini geçirdi zihninden. “Tui lucent oculi, sicut solis radii sicut splendor fulguris, lucem donat tenebris.-Your eyes shine like rays of sun, like lightning’s flash gives light to shadows. Gözlerin güneşin ışın okları gibi parlak, Aydınlatıyor karanlıkları bir şimşek gibi çakmak çakmak”. Bu Sözleri tekrarladı saksının kenarına dökülmüş benjamin yapraklarını temizleyip kurumak üzere diğer saksıya toplarken.
Guns Germs and Steel’(Tüfek Mikrop Çelik ) belgeselindeki doğa algısı, coğrafi şans ve eşitsizliğin kökenlerini, Papua Yeni Gine'nin yağmur ormanlarını, sade ok ve bir yayla avın nasıl neticeleneceğii kestirmenin zorluğunu, tarıma geçişin insanlık tarihide nasıl bir kırılma noktası olduğunu ve insan eşitsizliğinin hikayesinde ziraatin etkisini ve bu filmin daha ilk bölümlerini izler izlemez ‘Toprağın Tuzu’ belgeselini düşünmesini hatırladı. Dünyanın en iyi kılıç ustalarının İspanya Toledo’da olmasına ve bu insanlar demiri karbonla karıştırıp , ölümcül zarif sert keskin ve çelik silahlar üretebilirken nasıl olup ta İnkalar’ın hala printif bronz aletler yapıtıklarını düşünürken Toledo’dan satın aldığı ve arada bir onunla şaman figürleriyle modern dans etmeyi sevdiği kılıcına dokundu. Rutin farkındalığına sızan bu imge ve anımsamaların ardından Müjgansu hanım sürahide kalan suyu camın önündeki orkideye verirken “Tabiatta mevcut ne kadar farklı aşk biçimi varsa hepsine atfen “Aşkın özen yükümlülüğü” diye uzunca bir isim verdi o nazlı beyaza. Geçenlerde Perçemzade Efendi’in bu orkideleri rengarenk boyuyorlarmış dediğini anımsadı. Hemen yanındaki saksıda biten ayrık otlarıı temizlerken “Çok huzursuz bir bacakmış o , yorganını tekmeleyip üstünü açtın” diye muzipçe söylendi kendi kendine. .Hemen ötedeki diğer orkideden sürgün verip diğerine sarılması, bir anda sarmaş dolaş olup tango yaptıkları gecedeki hallerini anımsatıyordu. Akşam vakti içeriide oksijen azalmıştı. pencereyi araladı. Suyun soğukluğuna alışılmasına alışamıyordu ama nedense hüzünle birlikte içinde Kızarmış Yeşil Domatesler filmindeki gibi tatlı bir esinti vardı.Hayatınızda yer açtığıız kişinin sizden esirgediği ilgi ve duyarlılığın farkına varmanız pek de uzun sürmez. Defansif hale gelmiş bir ses tonuyla gösterlen tepkinin kaynağıı anlama ve anlamlandırma çabası hem mesafeyi kestirme yetisini kazandırır hem de sorumluluğu karşıya yükleyip kolaycılığa kaçmadan biraz daha insan olma çabalarmızı pekiştirir. Şahit olduğu dış ses vak’asına binaen ,rasyonel aklı devreden çıkaran nasıl bir tehdit olarak algılanmış ve bunu kaygıya dönüştürmüştü acaba dil diye düşündü. Geçmişte gelen hangi yaşantının içinden akan bir bozgun çağrışımıydı? Ayın çekim gücüe kapılıp med cezirde dalgalar büyürken, geminin halatını çözüp kaderine bırakmaktan ziyade koşulsuz sevginin çağlayanında yıkanmak gibiydi düşüncesine düşen düşler.
Sanki geçici olarak tıkanmıştı yılgın kılcal damarlar. Gördüklerimiz, görmek istediklerimiz, görünenler ve görünmesini istediklerimiz arasındaki çoklu makasları açıp kapayan hakikat algısı görünen o ki , yanılsamalar sarmalına ve geçmişin yaralarına uğrayıp oradan da Alice’in tavşanını takip eder blumuşlardı kendilerini.. Hasret ise düzen içinden bir kaos yaratırken, yeni düzenini de beraberinde inşa etmeye çalışıyordu. Zaman yavaşlamıştı . Tavukçuda yan masada kalan yiyecekleri didikleyen minik serçeler sanki donmuş kalmışlardı. Bu paralize olmuş halleriyle Xmen filmlerindeki Pentagon sekansındaki Quicksilver sahnelerini andırıyorlardı ve sanki tekrar çözüldüklerinde i masa yerle yeksan olacaktı.
Uzak diyardan, binlerce mil mesafeden aralarına okyanusları alıp, yaptıkları konuşma esnasındaki yakınlıklarını ve bunların hipnotik dil kalıplarından uzak onları ne kadar yakınlaştırdığını düşündü şimdi İstanbul’un iki yakası bir araya gelememişti. İnce sis tabakası kaplamıştı bir gün şehri bir başka gün de soğuktu hava. İlk buluşmaları zaten malum bardaktan boşaltmışlardı göğü. işte o zamanlarda iç mekanlara kapanmışlardı. Belki de öyle olurdu hava açarsa da geminin güvertesinde birlikte çay yudumlamaya eşlik etmenin hayalini sevmişti martılar. Sanırım yanındakinin hissi pusulasına güvenmek hayli güvenli bir limandı. Rotayı yağmurun mu yoksa onların mı çizeceği muğlaktıSudaki karabatakları ve martıları izleyip hava patlamazsa adaya giderlerdi belki . Olmazsa kendi çocuklukluklarını da alıp daha önce diplerinde oturdukları o iki farklı ağacın yanına gidip yeni hallerinin anlam ve derinliğini izlerlerdi birbirlerinin yüzünde, belki, konuştukları deneyim paylaşımlarında, bir filmde ya da bir şarkıda ya da oyun oynarken, ya da ağaçlara bağlanmış ipler üzerinde yürüyenleri izlerken ya da yanlarına yaklaşan bir yavru kopekle oynarken. Hem yağmur yağar, gök gürlerse ağaç altından uzaklaşıp, yıldırımlardan kaçmak için de sebepleri olurdu. Islak kaldırımda hayali bir dans düşündü. Hem bir süprz de vardı aklında iki gün önce iskeledeki tiyatronun tam karşısında keşfedip tetkik etmek için bütün katlarını gezdiği, Bursa İskendercisinde iki etobur olup ilk kez birlikte aynı yemeği yemeği deneyimlemek gibi. Biricikliğini koruyup, sürünün bir parçası olmayan ama iç dünyasında da tatmine ulaşmamış her insanın kendisinden sıkılma potansiyeli dışa yansır ve bu sesler çevreden de duyulur hale gelir. Sabırsız ve kırılgan konuşmalar sonrası bir şeylerin noksanlığından duyulan tatminsizlik hissinin yankısı gibiydi boşluktaki rezonans. O bir dış sesti. Duygusal arka planı biraz daha geri çekmiş olan sesin sahibi muhatbından geldiğini sandığı“ direnç” algısı üzerine inşa ettiği varsayımından başka seslere tıkamıştı kulaklarını. Elektra hanımla Vasilus beye yansıttığı ses ve onun yarattığı duruma dair ise toy bir sabırsızlık ya da geçmişten biriken bir kırılganlık veyahut alınganlık denerek kestirmeden teşhis konmasını da istemiyordu.. Çünkü tek bir açıklaması yoktu ve iç dengesinin sarsılmasına da elverişli halde hissetmiyordu kendisini. İsmine ister Tanrı ister Yaradan isterse de İdari İşler Müdürü desinler bundan manevi bir yazgının sorumlu olduğuna işaret eder gibi biraz da uzak ve mesafeli duruyordu vaziyete.
Kahkülzade hanım olmaz ama olur da tadları kaçarsa damağı tatlansın diye bir kenara ayırdığı uzak yoldan gelmiş klonlanmış baklavanın lokmadan ufak kırıntıdan biraz büyük bir parçasından attı ağzına . Frekans ve medeni kontrollü davranışı düstur edinen ciddi uslubun mesafeli dost kucağı kırılımlarından sonra tattığı üçüncü kırıntıydı bu. Perçemzade efendi de kırıntılar sağa sola dökülmesin diye titizlik ve ihtimam gösteriyordu.
Kendi hayallerini kovaladıkları dünyalarındaki özgünlüklerini kaybetmeden onları birleştirecek köprüyü inşa etme devinimlerinin önünü kesen bir fikirdi bu köprüleri yakma harekatı. Bunu tanımadıkları o dış ses başlatmıştı. Nasıl bir duygusal önseziyle ve hangi birikimle tepki vermişti o dışarıdan akan ses. Telefonda arkada şehrin gri metalik sesleri,metropolün kentsel dönüşüm araçlarıın uzak yankısı, trafik gürültüsü, kendi aralarında konuşan insan klakson, rüzgar sesine karışmış uğultular geliyordu.
İki kulaç atıp yüzmeden çıkan sesin çığlıklarıyla, denizin suları da yükselmişti. Beklenmedik bir etki ile karşılaşma anında , zihnin içinden geçen sonsuz düşüncelerden birini yakalayarak onun doğru olduğuna kanaat getirmek ve karşısındaki yargılayarak bir tepki vermek en hızlı reflekslerinden biridir insanın. İşte bu durumda şayet o varsayımlı tespitnide yanılmış ve hakikatı ıskalamışsa ya bir uçurum açılır muhatabı ile arasında ya da daha önce zaten açılmışsa yarık daha da derinleşir ve belirginleşir.
Saat altı sularıydı. Lacivert akşam yaklaşırken henüz el ayak çekilmeden Kahkülzade hanım ve Perçemzade efendi birlikte şehri keşfederek sohbet ettikleri akşam yürüyüşleri esnasında işittikleri ,maddenin kristal yapısına etki eden ve yeni yaşayacaklarına yer açmaya müsade etmeyen dış sesin ünlediği bu sözü ve anlamını halının altına süpüremezlerdi .Duymamış gibi yapıp deve kuşu misali kafalarını kuma da gömemezlerdi. Büyük puntolarla derin mutsuzluk ve bıkkınlık ifade eden bir söz yazdı gün batımı. OOF .... Akşam serinliğinde duydukları ve kendi iç dünyalarında tam bir karşılığı olmadığından burukluk hissine kapıldıkları o soğuk usanç ve yılgınlık yüklü sözcüğü tekrar ettiler OF . Bıktım OF!, Yoruldum OF! , Yeter ama OF , Gidip Sus demek istediler ünlemin sahiplerine. Bu katlanma ibaresi çağrışımlı ünlemi uzaklaştır bizden. Kov hadi balık istifi olmuş bıkkınlık imgelerini zihnimizden.Elektra hanımla Vasilus efendi sesi işitir işitmez, İstanbul’un yüksek irtifa keşfi esnasında birlikte bindikleri Maçka-Taşkışla teleferiğinde şehrin tepelerine kadar yükselmişken taşıyıcı ve çekici çelik kablolardan kurtulmuş olduğunu sandılar önce yaşadıkları türbülansta. Ama öyle değildi işin aslı. İşittikleri dış ses sayesinde kabinden fırlatılarak yamaçtan atılmış, kurşun gibi ağırlaşarak Beşiktaş’a kadar yuvarlanarak savrulmuştu bedenleri ve şehrin silüetinde maziden kalma siyah-beyaz resme dönüştüler.
O masum evdeki minik fıskiyeli havuzun yanıbaşındaki kedi merdiveninin alt katında duran iki dambıl bu sesle birlikte kafalarına muhtemelen arka beyinlerie düştükten sonrada ikisi de bitkisel hayata girmiş gibilerdi. Videoda izledikleri bir yüzünü tavşanlı adaya dönmüş diğer yanına kapıdağı almış çiçeği dalından ve toprağında koparmaya kıyamayan yanına tutkunlardı yaşamın. İşittikleri ses ünlemiyle çiçek, topraktan hoyratça sökülmüştü. Ametist neredeyse çatlayacakken istridyedeki inciler saçıldı denize. Zamanın gerdanı boştu.
Geçenlerde Nevizade’de kısa süre önce P’’de yedikleri akşam yemeği sonrası bir şeyler içmek için kuruldukları masaya yaklaşan bol sipariş almaya hevesli garsonun sadece içecekle yetinerek uğradığı hayal kırıklığından daha büyük bir hayal kırıklığıydı bu duyumsama. Duydukları o dış ses o ünlem idi sebebi. Büyük bir yarıktı. Young deneylerini izledikleri sırada TV sesi gürültüsünün kapı zilini bastıracak kadar güçlü olması ıslık gibiydi duydukları sesin yanında. Hayatlarının kozmik bütünlüğüne müdahale eden ve coşkularını törpüleyen rahatsız yanıyla salınıyorlardı bu gürültünün içinde. Sükûnetlerini bozan ve varoluş katmanlarında dalga dalga yayılan o ses aynı zamanda bir es olmuş, onları dingin olmayan bir sükûnete çekmişti.
Belli ki süzgeçten geçirilecek kelimeleri aramıyordu söyleyenler. Dış sesin sahibi, aralarında henüz yeni yeni oluşma ihtimali beliren muhabbet tılsımını bozmaya azmetmişti. Keşke duymamak için kulaklarımızı kapasaydık dedi biri diğerine. Sence bir istenç belirtisi miyidi diye sordu diğeri. “İrade ne yöndedir bunu anlamak için niyet okuyuculuğundan ziyade sözün sahibine sormak en iyisi” dedi bir kulak misafiri. Bizim kitabımızda “ KEŞKE” yoktur diye susturdular Elektra hanımla Vasilus effendi bu davetsiz misadiri bir ağızdan ve dediler ki “ Bunu yaşadık şimdi ve bunu anlayıp , bununla başa çıkacağız. Sabır, irade ,emek, tutku da kılavuzumuz olacak diğer gereklilikleri yanında. Belki de bu bir “kaçış planıydı” dedi vesvese fısıldayan bir ses. Olanı biteni kabataslak bir tasvirle bir ümitsizliğin içine hapseden bir hükme kanaat getiremezsin dedi iç ses.
Mor elbisesini kuşanmış erguvanların vakti, Mayıs’ın neredeyse sonuydu. Dolunay zamanı yaklaşıyordu. Akşam 6 sularıydı. Aralarında bir kaç ay içinde kendiliğinden oluşan sıcaklık,özen , samimiyet, dostluk ve açıklık birden soluklaşıp, birliktelikleriinn dokusuna ani bir bezginlik ,yılgınlık,usanç ve bıkkınlık ünlemi nufuz ettirmeye çalışınca sudan çıkmış balık gibiydler. Esmer bir akşamdı simsiyah. tuhaf bir dışlanmışlık hissi geceyi örtmüştü. Ortak hafızalarının kısa geçmişine baktığında bu dış sese dair kendi içlerinde bir cevap bulamayınca aslında bir soru da olmadığını farkettiler. Ay yuvarlaktı. Sabah alarmını kapatmışlardı saatin,, diğer saatlerin pillerini de denize attılar . Zaman sonsuzdu. Dans pisti haline getirdikleri halının üzerinde gezen kedilere bile “PİST” demeden yaşamanın huzuru ve güvenirliği hakimdi geceye. Gitmedikleri bir ülkeye yol almayan bir uçağın, pistin başında hızlanmaya başladığını hissediyorlardı bu içlerindeki yolculukta.
.
Thursday 23 October 2008
கென்யா மாசை MARA Hicran Cigdem Yorgancioglu
Hicran Cigdem Yorgancioglu
Some Notes from Kenya-Nairobi Maasai Mara Diaries / Travelogues
CULTURAL and INNER SAFARI Game drives in 4x4
Safari Shall be global event attracting audiences on the path of transforming our understanding of the meaning of civilisation versus primitivity in the special movements. a wealth of experience with the great enthusiasms.on breathing lungs .And a new inspire for new approaches to create new metaphors . Cutting-edge experiences of Safari’s and masai’s one of the most beloved and unique communities can ever be experienced.
Working full time and getting busy with the soft events of sweet hot summer .Both of the halves of the cerebral cortex of my detail oriented timeless brain successfully leading the past ,present and future was functioning repeatedly while thinking about the hemispheres of the Earth .Being away from constantly changing regular or predictable hours to chant a magic spell “ BIRTHDAY at GAME RESERVE in KENYA . All animals are invited in the Park . Such thought blessed with unusual happiness was surrounded by garlands of flowers with a deep happy laughter. Realistic oil portrait of this TRIP has already been drawn on my imaginations . The story teller in me was getting excited as if getting tired of my daily briefings about “what will be the next memorable destination on the World Map” and “where and how to unite the richness of diversities” rhymes. Travelling .. maybe the longest -term commitment I had ever made throghout my life .
A wooden mask , pendants and Africa ... readily being apparent . World take us to our own estimate so it was beyond a virtual tour.
Though being aware of the neuropsychiatric side affects,having received the 2nd dose of of the most-prescribed malaria drug tablets taken as a precaution against malaria (Lariam ) . The path I choosen was a correct one .It was a path through my inner self being... as usual . It was a journey to my SELF .Taking a ride with me ,myself and I... to the natural wilderness ,vibrant colour with a pasionate living energy. The quotes of W.Shakespare “To be or or not to be” was rephrased for me “ surfing the web or surfing the SELF on the expeditions” ...The path seems getting inspired , flewing over the abundance of Nile River that seems offering a new prosperity . Maybe, unconsciously I was again in the stage of incubation period of a new Social Responsibility Project or maybe I was not . various cultures ,new circle of friends and climates must have a lot to offer us.Whoever or whatever the sleeping one unconsciously surely shall wake up at the end of trip .At least shall be a passage on Life Long Learning.
Participating in various forums and events in Summer season Having moved from the city that was chosen as joint European Capital of Culture for 2010 which connects 2 continents ans and the city on the UNESCO World Heritage List . Wonders are everywhere to lift our joyous souls.
Found myself at Turkish AHL Airport terminal with my oldlooking passport seems very tired after hundreds of journeys to 5 continent of the World . Took my flight to Cairo .having spend 5 hours at VIP room proceed to my plane to take a long and cheerfull flight to Nairobi with a 3 years old Srilankan baby (daugher of the family on back seat )
With a fast and smooth communication, having given the Tour Agent , the detailed description of what I had in mind, the convenient package of trip was perfectly tailored to my exclusive requirements.Such customization was an unavoidable for such,semi-safe ,politically instable far distances that have most spectacular and memorable sights . Since the country was such that where the spread of HIV infection is high , i was supposed to be carefull as much as I could.
Im always known as my frequent references to the relationship of quantum to butterfly impacts and coincidences. So on the path of the wizard ,the life is to learn through discovery… Having built a visual picture of my “inner-self” being at least a bit far from continious pokes and repeated social networking . Far from searching innovative ways to gain competitive advantage of any industry ... Obviously ,the dualism was far beyond the people when split into a body and a soul. While looking at to poverty of children that are deprived of parental care in five star ,protected areas namely my Hotels and 5 stars tented camps , Though the authorities have abundance of funds and sufficient knowledge on how HIV/AIDS is prevented, the aids are not directed properly and its one of the threat to development of the country itself . Installation of large tanks to collect rain water in drought- areas of Kenya was a must as well. The country surely need to invests heavily in education and sustainable development programs. Meanwhile the values of currency as US $ 61.45 65.55 buying /selling respetively :
Having been transfered to my superior hotel at Kenyatta Ave/Kimathi Street, City centre by Moses ,get a bit rest without blinking my eyes . Thinking about the morning drive to the David Sheldrick Wildlife Elephant Orphan House with innovative thoughts and artistic inclinations were tempting me .
Olympas came and visit me his birthday gifts . The pendant and bracelet all were made with the colours of Kenya flag with horizonatl stripes of black red and green plus with thinner white stripes. His wife must be so kind as well they both prepared a nice card for birthday celebration .
MY BELOVED FRIENDS ; ELEPHANTS
When I think of an highly sophisticated animal with a very rapid metabolism, and need regular feeding 24 hours a day.,namely an elephant my eyes become a sparkline crystaline .
The elephants known as communicating mammals over long distances by producing a sub-sonic rumble which can travel over the ground faster than sound via air and other can receive mesages via their sensitive skin ,based on the recent discoveries. If you ask me about an elephant skin its softer than a silk velvet, while others are iritating from the hard hairy skin. Elephant is an animal that reach puberty at 13 or 14 years of age and may live 70 -80 years or possibly more. An elephant´s trunk, a union of the nose and upper lip, is a highly sensitive organ with ver 100,000 muscle units. They modify their habitat by converting savannah and woodlands to grasslands. An Asian elephant has five toes on the front of the feet and and four on the back and The African elephants like the orphans here has only four toes on the front feet and three on the back. You can simply recall 5-4-3 ASAF . This is my methodology for keeping in mind .
The trunk of elephants is an extremely flexible muscular exploratory organ which can be used with the finest touch. It is an important part of an elephant's life by being used as an exploratory organ, for feeding, for drinking and for friendly wrestling matches. Elephants can use their trunks as a snorkel when swimming in water as well . After such kind of a brief introduction about elephants what im gonna talk about is very clear . Asian elephant is more closely related to the extinct mammoth than to the African elephant
This orhan house was originally started by David Sheldrick, and the work was taken over by his wife after his death. The elephants are raised with the intention of gradually re-integrating
and releasing back them into the wild. Visit hours are between 11am and 12 noon every day ,the elephants are being fed and plays this time .
Baby elephants such an intelligent and fragile beauty. Why the elephants are in orphan house reason is so simple , the mother either was a victim of hunting for “Ivory Trade” or mother died in either reasons .The baby elephants are dependent upon its mother's milk and since attentive mothers, such deprivation is a big trauma for baby elephants . Who shall teach them how to draw water up their trunks and pour it into their mouths.
Its good to know that the orphaned elephants raised in Kenya are not trained to do anything
The way baby elephant interact with others were just like baby cats .
African elephant is the largest of all mammals with 60 to 70 years of life span.
MAASAI MARA
Maasai Mara National Reserve
The hilarious performance of our actions with a full consience level may dig our hole even deeper,where the magics prepared on the other side of the mirror at the corner . Taken a domestic flight 1768 was a great coincidence in the history of humankind to Keekorok . Coincidences seems like the chewable tablet in my life .Surely unavoidable in each ocassion. The significance of this number is simple since i was born in 1st July of 68. Members of the "Big Five" were waiting for me fort he celebration of my birthday . I shouldn’t be late to sleep like a baby tonight.
Furnished bungalows with wide choices under the blue sky . Sarova Mara Camp is 260km from Nairobi, which is about 5 hours by (an often bumpy) road.
A short descriptive ,orientative walk in camp was very usefull . No electricity between 12-4 AM was quite inportant information for the someone who sleps only 2 hours in a day . The Latin names of trees was writen , sounds like Arboretum. I have no suspicion about Soil Fertility since the migration is just due to fertile grasses of Mara .
The first majestic game drive was at 4 PM . Alchemy of good natured, kind hearted thoughts were beyond that fairy tale romance . There in front of me stood 2 baby lions . I was closer them respect to my previous experience in South Africa . wildebeests, zebras and gazelles that follow the dark rain all were on the stage . Buffallos were surely less than the population in Krueger Park . a polite request with the the roar of the lion just a little insight into me as a wildlife fan at authentic safari exploring in the land of contrasts and diversity .
While expecting a complete excellent new features in our third generation requirements , contemplatinmg on a country country in deep poverty was a bit ironic . A small particle of comprehensive effort to strengthen the knowledge of Maasai’s as big pastoral community and having been aware the extensive baseline needs of those people as as nomadic or semi nomadics settled in game reserves area or rural farming villages as a diversity of wildlife.Maasai people are partly in us rather than being an extraterrestrial. What would be the common denominator with those people ... A WARM smile .Maasais are herders of Southern Kenya well as northern Tanzania bringing a contemplative view to all surprising paradise living under a communal system.Droughts are becoming severe in East Africa due to global warming and forcing the Maasai people to seek out alternative livelihoods. Herds are smaller than ever before, and most people are relying on relief food. A game reserves area as a diversity of wildlife. birds and various other insects were flying around the zebras . No mosquito net, around a buffalo as well .
So much stories and realities for social anthropologists regarding the socio-cultural background of those sharp featured people . As the Masaai Mara is the northern extension of the Serengeti in Tanzania, since there are no fences to stop the animals migrating between the two countries. The Reserve belongs to and is managed by the African tribe Maasai people. They speak Maa language.
Traditional Maasai homesteads, also known as enkang,( osotua obo ) are usually arranged in a circular manner and are typically comprised of three main structures.
Maasai Mara National Reserve
My previous knowledges about the urine was reinforced by the book I found about the Maasai’s on the reception desk. Having been re-acknowldged the fact that , with natural healing traditions of the Maasai , urine used for many purpose mainly focused on recoveries for special kind of diseases .
After applying mosquito repellents ,morning game viewing was a really adventurous journey.......Though there was no red carpet on dinner table of lions or wildebeests after hunting session as I have previously whitnesed at South Africa , it was a great ,amazing and fascinating experience in a diverse eco-system. Driver gave info about the elephants , like Smelling is the most highly developed sense of elephants and his experineces about smells . They can even attack when theya are not happy .
Return for breakfast at the lodge and tented camp located at Mara with bodiy and emotionally wellness. It was good that all meals were inclusive i the camp . Greeting the Maasai people in reception area who were chatting to passers-by. The grounds of consistency on the conversation was quite impresive . Plus conventional and complementary speeches were remarkable feedback of my past acknowledgements about the Primitive cultures .
Ironically cultural shocks were awaiting for me . Coincidences were being gained significant momentum in India There comes a dilogues of two different centuries beyond the compatibilities of horoscopes . additional source of inspiration .Having faced with such prestigious look with heart warming smile , nothing was relevant if the people of tribes were coming from a weak socio-economic background or not .
A 'Maa' people ... a lot to be observed . Having imagined a great significance on extensive decoration of his skin with all ritual objects and pendants on neck . Spotlights turned on his cheerfull enchanting eyes .having deserved to play the lead role in my modest personal research . There is no hesitation of sexy and stylish dress code issue here , however “Red” is the dominant colour thats for sure . Just like the colour of blood itself . such a transcendental temptation while talking about the lucid dreams far from the impact of globalizations . For Maasai people seems like Business casual dress . Dreamlike colours and key business challenges.
As the olive is one of the symbol of eternity and peace in many cultures Oloirien" is the African Olive Tree, is known by the Maasai’s as a peace tree, and is thought to bring serenity to the community and to their environment. Maasai’s unique tribal leadership, the council of elders, is loosing its power each day due to emerging western forms of leadership and governance baased on the idea of evolving a modern culture with the restricted paradigms. Sustainable social-economic development to the Maasai region is a must .
While talking the pool bye pertaining the dreams we had recently , out of a sudden Kimurata ask me WHO ARE U with a kind of tunning whispered from astral universes as if avoidng to disclose ezottheric confidential knowledges of Whole Universe .The way he asked this question was just like directing a question to an oracle . All the things can be matured with the contradictory counterpart . So green with red , white with black . The way he looks for stil holding a deep respect for the stranger . And the energy of answers spread like wild fire on my queries . Only being a pool bye would be waste of human capital.
An extrovert, active lady seems like a global citizen. Lucy is from Kikuyu tribe . Meanwhile there are some neigbouring tribes of Maasai here namely Chaga,Gogo, Kamba Kaguru Kikuyu, Meru , Pare, , Sukuma, Samburu.
As a being inquistive ,curious child Cigdem Yorgancioglu surely wonder about the phases of child in Maasai . While the western world focus on child elementary years,the Maasai society is basically settled on an age-oriented system, where each man passes through 3 basic phases of “life stages”, namely childhood(boy hood ) , warriorhood and elderhood. The transitions of phases are marked by unique and individual ceremonies involving various activities that are enjoyed by the entire community.Achieving competence is must for the transition of phases. Killing a lion with barefoot is only one of the key performance indicator of Maasais . The Maasai ladies maintains their intimate ties, both socialy and sexually with their ex boy friends, even after they are getting married, even after they find their harmonious match.Men should acquire wealth first to get marry with a lady .
the pursuit of adventure and freedom interpreted in different style in this culture and all kids born either they are legitimate or not , deemed as propoerty of husbands (father ) ane his family . That’s why my Maasai friend still own the child thoug his wife left . architecturally significant stones on nature . whatever the term we use or choose to define Extramarital fulfillment and deceptions are everywhere.
The Maasai drink blood during dry season when they run short of milk Warrior often drink blood of healthy animal with belief that it will give them strength . The Maasai s utilise every part of the cattles .
Calabashes A kind of utensil or a kind of container made from the dried, hollowed-out shell of calabashes fruit. Maasais use wine for medical purpose to wash calabashes ,seal thier house its horns
the migration of herbivore animals with the dream of green grass from Serengeti to Maasai Mara surely folowed by carnivores .
deeper wounds of pastoralist tribes like Maasai Common sense implies a negative impact for such wounds . But we can not explain the things via our perceptions and paradigms only .
After watching the social networking community of zebras and buffalo at spectacular sight of Mara Nature Game Park having reached the Camp back and rest a bit aroun the swimming pool to collect further multifaceted information about Maasai culture .
breath taking peace and harmony on rural Kenyan Maasai face with a a mystical realm trust and vast local knowledge combined with worthy, sensitive,decisive passionate eyes . Seems maintaining a balance between fun and work. no regretting about anything in the past. Being aware the fact that there is no long term commitment in the Whole Universe cherishing each moment of her and his life.
Respect for self and respect for others . Seems that Maasai people solved the important part of the communication problem by connecting the relevant dots
Telling me about the traditions of Maasai’s the removal of deciduous canine tooth buds using a pointed pen-knife in early childhood in case the Maasai can be poisoned and treated . Recent discoveries in herbal science may seem so ridiculous to a Maasai man.
Discarding the bombarded cliches of the past , seeking happiness as its just a state of mind particular identity including no infringing content based on their believes and values .
Perimeter of Maasai’s joy cannot be limited with the exchange of ideas. The conversations were describing the properties of each color. All the speech were like lessons in creating the illusion of life for Westernized mind set . Who cares about the micro representation of a a whole Universe like fully integrated, web-based photo browsers .
Traditionally, the Maasai rely on meat, milk and blood from cattle for protein and caloric needs. People drink blood on special occasions. It is given to a circumcised person (o/esipolioi), a woman who has given birth (entomononi) and the sick (oltamueyiai). Also, on a regular basis drunk elders, ilamerak, use the blood to alleviate intoxication and hangovers. Blood is very rich in protein and is good for the immune system. However, its use in the traditional diet is waning due to the reduction of livestock numbers.
Multi-talented Masaais are not the relics of meteors, disintegrating satellites,however the way individuals create meaning for their lives are 100 % different from the understanding of Western mind . This was just a good start shall be continued . I wish had a more time to multi-week trip so may stay in safari park more “ would be a sentence of a looser since I shall go there soon again
Warm smile Under African Sky
Hicran Cigdem Yorgancioglu
Kenya Maasai Mara Diaries / Travelogues
July 2008
Some Notes from Kenya-Nairobi Maasai Mara Diaries / Travelogues
CULTURAL and INNER SAFARI Game drives in 4x4
Safari Shall be global event attracting audiences on the path of transforming our understanding of the meaning of civilisation versus primitivity in the special movements. a wealth of experience with the great enthusiasms.on breathing lungs .And a new inspire for new approaches to create new metaphors . Cutting-edge experiences of Safari’s and masai’s one of the most beloved and unique communities can ever be experienced.
Working full time and getting busy with the soft events of sweet hot summer .Both of the halves of the cerebral cortex of my detail oriented timeless brain successfully leading the past ,present and future was functioning repeatedly while thinking about the hemispheres of the Earth .Being away from constantly changing regular or predictable hours to chant a magic spell “ BIRTHDAY at GAME RESERVE in KENYA . All animals are invited in the Park . Such thought blessed with unusual happiness was surrounded by garlands of flowers with a deep happy laughter. Realistic oil portrait of this TRIP has already been drawn on my imaginations . The story teller in me was getting excited as if getting tired of my daily briefings about “what will be the next memorable destination on the World Map” and “where and how to unite the richness of diversities” rhymes. Travelling .. maybe the longest -term commitment I had ever made throghout my life .
A wooden mask , pendants and Africa ... readily being apparent . World take us to our own estimate so it was beyond a virtual tour.
Though being aware of the neuropsychiatric side affects,having received the 2nd dose of of the most-prescribed malaria drug tablets taken as a precaution against malaria (Lariam ) . The path I choosen was a correct one .It was a path through my inner self being... as usual . It was a journey to my SELF .Taking a ride with me ,myself and I... to the natural wilderness ,vibrant colour with a pasionate living energy. The quotes of W.Shakespare “To be or or not to be” was rephrased for me “ surfing the web or surfing the SELF on the expeditions” ...The path seems getting inspired , flewing over the abundance of Nile River that seems offering a new prosperity . Maybe, unconsciously I was again in the stage of incubation period of a new Social Responsibility Project or maybe I was not . various cultures ,new circle of friends and climates must have a lot to offer us.Whoever or whatever the sleeping one unconsciously surely shall wake up at the end of trip .At least shall be a passage on Life Long Learning.
Participating in various forums and events in Summer season Having moved from the city that was chosen as joint European Capital of Culture for 2010 which connects 2 continents ans and the city on the UNESCO World Heritage List . Wonders are everywhere to lift our joyous souls.
Found myself at Turkish AHL Airport terminal with my oldlooking passport seems very tired after hundreds of journeys to 5 continent of the World . Took my flight to Cairo .having spend 5 hours at VIP room proceed to my plane to take a long and cheerfull flight to Nairobi with a 3 years old Srilankan baby (daugher of the family on back seat )
With a fast and smooth communication, having given the Tour Agent , the detailed description of what I had in mind, the convenient package of trip was perfectly tailored to my exclusive requirements.Such customization was an unavoidable for such,semi-safe ,politically instable far distances that have most spectacular and memorable sights . Since the country was such that where the spread of HIV infection is high , i was supposed to be carefull as much as I could.
Im always known as my frequent references to the relationship of quantum to butterfly impacts and coincidences. So on the path of the wizard ,the life is to learn through discovery… Having built a visual picture of my “inner-self” being at least a bit far from continious pokes and repeated social networking . Far from searching innovative ways to gain competitive advantage of any industry ... Obviously ,the dualism was far beyond the people when split into a body and a soul. While looking at to poverty of children that are deprived of parental care in five star ,protected areas namely my Hotels and 5 stars tented camps , Though the authorities have abundance of funds and sufficient knowledge on how HIV/AIDS is prevented, the aids are not directed properly and its one of the threat to development of the country itself . Installation of large tanks to collect rain water in drought- areas of Kenya was a must as well. The country surely need to invests heavily in education and sustainable development programs. Meanwhile the values of currency as US $ 61.45 65.55 buying /selling respetively :
Having been transfered to my superior hotel at Kenyatta Ave/Kimathi Street, City centre by Moses ,get a bit rest without blinking my eyes . Thinking about the morning drive to the David Sheldrick Wildlife Elephant Orphan House with innovative thoughts and artistic inclinations were tempting me .
Olympas came and visit me his birthday gifts . The pendant and bracelet all were made with the colours of Kenya flag with horizonatl stripes of black red and green plus with thinner white stripes. His wife must be so kind as well they both prepared a nice card for birthday celebration .
MY BELOVED FRIENDS ; ELEPHANTS
When I think of an highly sophisticated animal with a very rapid metabolism, and need regular feeding 24 hours a day.,namely an elephant my eyes become a sparkline crystaline .
The elephants known as communicating mammals over long distances by producing a sub-sonic rumble which can travel over the ground faster than sound via air and other can receive mesages via their sensitive skin ,based on the recent discoveries. If you ask me about an elephant skin its softer than a silk velvet, while others are iritating from the hard hairy skin. Elephant is an animal that reach puberty at 13 or 14 years of age and may live 70 -80 years or possibly more. An elephant´s trunk, a union of the nose and upper lip, is a highly sensitive organ with ver 100,000 muscle units. They modify their habitat by converting savannah and woodlands to grasslands. An Asian elephant has five toes on the front of the feet and and four on the back and The African elephants like the orphans here has only four toes on the front feet and three on the back. You can simply recall 5-4-3 ASAF . This is my methodology for keeping in mind .
The trunk of elephants is an extremely flexible muscular exploratory organ which can be used with the finest touch. It is an important part of an elephant's life by being used as an exploratory organ, for feeding, for drinking and for friendly wrestling matches. Elephants can use their trunks as a snorkel when swimming in water as well . After such kind of a brief introduction about elephants what im gonna talk about is very clear . Asian elephant is more closely related to the extinct mammoth than to the African elephant
This orhan house was originally started by David Sheldrick, and the work was taken over by his wife after his death. The elephants are raised with the intention of gradually re-integrating
and releasing back them into the wild. Visit hours are between 11am and 12 noon every day ,the elephants are being fed and plays this time .
Baby elephants such an intelligent and fragile beauty. Why the elephants are in orphan house reason is so simple , the mother either was a victim of hunting for “Ivory Trade” or mother died in either reasons .The baby elephants are dependent upon its mother's milk and since attentive mothers, such deprivation is a big trauma for baby elephants . Who shall teach them how to draw water up their trunks and pour it into their mouths.
Its good to know that the orphaned elephants raised in Kenya are not trained to do anything
The way baby elephant interact with others were just like baby cats .
African elephant is the largest of all mammals with 60 to 70 years of life span.
MAASAI MARA
Maasai Mara National Reserve
The hilarious performance of our actions with a full consience level may dig our hole even deeper,where the magics prepared on the other side of the mirror at the corner . Taken a domestic flight 1768 was a great coincidence in the history of humankind to Keekorok . Coincidences seems like the chewable tablet in my life .Surely unavoidable in each ocassion. The significance of this number is simple since i was born in 1st July of 68. Members of the "Big Five" were waiting for me fort he celebration of my birthday . I shouldn’t be late to sleep like a baby tonight.
Furnished bungalows with wide choices under the blue sky . Sarova Mara Camp is 260km from Nairobi, which is about 5 hours by (an often bumpy) road.
A short descriptive ,orientative walk in camp was very usefull . No electricity between 12-4 AM was quite inportant information for the someone who sleps only 2 hours in a day . The Latin names of trees was writen , sounds like Arboretum. I have no suspicion about Soil Fertility since the migration is just due to fertile grasses of Mara .
The first majestic game drive was at 4 PM . Alchemy of good natured, kind hearted thoughts were beyond that fairy tale romance . There in front of me stood 2 baby lions . I was closer them respect to my previous experience in South Africa . wildebeests, zebras and gazelles that follow the dark rain all were on the stage . Buffallos were surely less than the population in Krueger Park . a polite request with the the roar of the lion just a little insight into me as a wildlife fan at authentic safari exploring in the land of contrasts and diversity .
While expecting a complete excellent new features in our third generation requirements , contemplatinmg on a country country in deep poverty was a bit ironic . A small particle of comprehensive effort to strengthen the knowledge of Maasai’s as big pastoral community and having been aware the extensive baseline needs of those people as as nomadic or semi nomadics settled in game reserves area or rural farming villages as a diversity of wildlife.Maasai people are partly in us rather than being an extraterrestrial. What would be the common denominator with those people ... A WARM smile .Maasais are herders of Southern Kenya well as northern Tanzania bringing a contemplative view to all surprising paradise living under a communal system.Droughts are becoming severe in East Africa due to global warming and forcing the Maasai people to seek out alternative livelihoods. Herds are smaller than ever before, and most people are relying on relief food. A game reserves area as a diversity of wildlife. birds and various other insects were flying around the zebras . No mosquito net, around a buffalo as well .
So much stories and realities for social anthropologists regarding the socio-cultural background of those sharp featured people . As the Masaai Mara is the northern extension of the Serengeti in Tanzania, since there are no fences to stop the animals migrating between the two countries. The Reserve belongs to and is managed by the African tribe Maasai people. They speak Maa language.
Traditional Maasai homesteads, also known as enkang,( osotua obo ) are usually arranged in a circular manner and are typically comprised of three main structures.
Maasai Mara National Reserve
My previous knowledges about the urine was reinforced by the book I found about the Maasai’s on the reception desk. Having been re-acknowldged the fact that , with natural healing traditions of the Maasai , urine used for many purpose mainly focused on recoveries for special kind of diseases .
After applying mosquito repellents ,morning game viewing was a really adventurous journey.......Though there was no red carpet on dinner table of lions or wildebeests after hunting session as I have previously whitnesed at South Africa , it was a great ,amazing and fascinating experience in a diverse eco-system. Driver gave info about the elephants , like Smelling is the most highly developed sense of elephants and his experineces about smells . They can even attack when theya are not happy .
Return for breakfast at the lodge and tented camp located at Mara with bodiy and emotionally wellness. It was good that all meals were inclusive i the camp . Greeting the Maasai people in reception area who were chatting to passers-by. The grounds of consistency on the conversation was quite impresive . Plus conventional and complementary speeches were remarkable feedback of my past acknowledgements about the Primitive cultures .
Ironically cultural shocks were awaiting for me . Coincidences were being gained significant momentum in India There comes a dilogues of two different centuries beyond the compatibilities of horoscopes . additional source of inspiration .Having faced with such prestigious look with heart warming smile , nothing was relevant if the people of tribes were coming from a weak socio-economic background or not .
A 'Maa' people ... a lot to be observed . Having imagined a great significance on extensive decoration of his skin with all ritual objects and pendants on neck . Spotlights turned on his cheerfull enchanting eyes .having deserved to play the lead role in my modest personal research . There is no hesitation of sexy and stylish dress code issue here , however “Red” is the dominant colour thats for sure . Just like the colour of blood itself . such a transcendental temptation while talking about the lucid dreams far from the impact of globalizations . For Maasai people seems like Business casual dress . Dreamlike colours and key business challenges.
As the olive is one of the symbol of eternity and peace in many cultures Oloirien" is the African Olive Tree, is known by the Maasai’s as a peace tree, and is thought to bring serenity to the community and to their environment. Maasai’s unique tribal leadership, the council of elders, is loosing its power each day due to emerging western forms of leadership and governance baased on the idea of evolving a modern culture with the restricted paradigms. Sustainable social-economic development to the Maasai region is a must .
While talking the pool bye pertaining the dreams we had recently , out of a sudden Kimurata ask me WHO ARE U with a kind of tunning whispered from astral universes as if avoidng to disclose ezottheric confidential knowledges of Whole Universe .The way he asked this question was just like directing a question to an oracle . All the things can be matured with the contradictory counterpart . So green with red , white with black . The way he looks for stil holding a deep respect for the stranger . And the energy of answers spread like wild fire on my queries . Only being a pool bye would be waste of human capital.
An extrovert, active lady seems like a global citizen. Lucy is from Kikuyu tribe . Meanwhile there are some neigbouring tribes of Maasai here namely Chaga,Gogo, Kamba Kaguru Kikuyu, Meru , Pare, , Sukuma, Samburu.
As a being inquistive ,curious child Cigdem Yorgancioglu surely wonder about the phases of child in Maasai . While the western world focus on child elementary years,the Maasai society is basically settled on an age-oriented system, where each man passes through 3 basic phases of “life stages”, namely childhood(boy hood ) , warriorhood and elderhood. The transitions of phases are marked by unique and individual ceremonies involving various activities that are enjoyed by the entire community.Achieving competence is must for the transition of phases. Killing a lion with barefoot is only one of the key performance indicator of Maasais . The Maasai ladies maintains their intimate ties, both socialy and sexually with their ex boy friends, even after they are getting married, even after they find their harmonious match.Men should acquire wealth first to get marry with a lady .
the pursuit of adventure and freedom interpreted in different style in this culture and all kids born either they are legitimate or not , deemed as propoerty of husbands (father ) ane his family . That’s why my Maasai friend still own the child thoug his wife left . architecturally significant stones on nature . whatever the term we use or choose to define Extramarital fulfillment and deceptions are everywhere.
The Maasai drink blood during dry season when they run short of milk Warrior often drink blood of healthy animal with belief that it will give them strength . The Maasai s utilise every part of the cattles .
Calabashes A kind of utensil or a kind of container made from the dried, hollowed-out shell of calabashes fruit. Maasais use wine for medical purpose to wash calabashes ,seal thier house its horns
the migration of herbivore animals with the dream of green grass from Serengeti to Maasai Mara surely folowed by carnivores .
deeper wounds of pastoralist tribes like Maasai Common sense implies a negative impact for such wounds . But we can not explain the things via our perceptions and paradigms only .
After watching the social networking community of zebras and buffalo at spectacular sight of Mara Nature Game Park having reached the Camp back and rest a bit aroun the swimming pool to collect further multifaceted information about Maasai culture .
breath taking peace and harmony on rural Kenyan Maasai face with a a mystical realm trust and vast local knowledge combined with worthy, sensitive,decisive passionate eyes . Seems maintaining a balance between fun and work. no regretting about anything in the past. Being aware the fact that there is no long term commitment in the Whole Universe cherishing each moment of her and his life.
Respect for self and respect for others . Seems that Maasai people solved the important part of the communication problem by connecting the relevant dots
Telling me about the traditions of Maasai’s the removal of deciduous canine tooth buds using a pointed pen-knife in early childhood in case the Maasai can be poisoned and treated . Recent discoveries in herbal science may seem so ridiculous to a Maasai man.
Discarding the bombarded cliches of the past , seeking happiness as its just a state of mind particular identity including no infringing content based on their believes and values .
Perimeter of Maasai’s joy cannot be limited with the exchange of ideas. The conversations were describing the properties of each color. All the speech were like lessons in creating the illusion of life for Westernized mind set . Who cares about the micro representation of a a whole Universe like fully integrated, web-based photo browsers .
Traditionally, the Maasai rely on meat, milk and blood from cattle for protein and caloric needs. People drink blood on special occasions. It is given to a circumcised person (o/esipolioi), a woman who has given birth (entomononi) and the sick (oltamueyiai). Also, on a regular basis drunk elders, ilamerak, use the blood to alleviate intoxication and hangovers. Blood is very rich in protein and is good for the immune system. However, its use in the traditional diet is waning due to the reduction of livestock numbers.
Multi-talented Masaais are not the relics of meteors, disintegrating satellites,however the way individuals create meaning for their lives are 100 % different from the understanding of Western mind . This was just a good start shall be continued . I wish had a more time to multi-week trip so may stay in safari park more “ would be a sentence of a looser since I shall go there soon again
Warm smile Under African Sky
Hicran Cigdem Yorgancioglu
Kenya Maasai Mara Diaries / Travelogues
July 2008
Monday 9 June 2008
Wednesday 21 May 2008
Subscribe to:
Posts (Atom)
-
Cigdem is a conceptual artist and a poet with a focus on awareness ,wisdom & fantasy . You can see the fire in her eyes while she is te...
-
How shall we fashion the future of New generation Vision of H. Cigdem Yorgancioglu Having been aware the ties across the boundaries of inte...